30 Mart 2009 Pazartesi

Your mom must be proud!

Sarkastik bir yaklaşımla böyle denir, büyük düşündüğünü, büyük iş başardığını sanan insanlara.

Bu sabah, yatağında uyuyan kardeşimi gidip öpmeme ve içten içe onunla gurur duyduğumu söylememe sebebiyet veren bir yaklaşıma şahit olduğumdan bunu yazıyorum.
Henüz yeni 18 yaşına basmış kardeşimin, arkadaş çevresinin büyük çoğunluğunun apolitik olmasına rağmen ülke ve dünya siyasetine karşı duyarsız olmadan, en temel vatandaşlık haklarından olan oy kullanma görevini ilk kez sandık başına giderek yerine getirdi.

Bu nosyonu alamayıp bununla övünen çocuklara da "your mom must be proud" diyorum. İçimden.

İşin en kötü yanı, bu gençlerin kendilerini demokraside söz sahibi bir birey olarak görmemeleri.
Sandığa gidilip inandığı ama azınlıkta olacak partiye verene saygı duyarım. Yine sandığa gidip, boş atanı dahi kabul edebilirim. Ancak, sandığa bile gitmemek...
İnsan, kendini bile ciddiye almıyorsa, etrafından nasıl saygı bekleyebilir?

Kaçış yolları ise "kendilerine yakın bir aday" bulamamaları.

Bütün bunlar, 80 sonrasında gerçekleştirilen apolitikleştirme çabalarının meyveleri aslında. Hem de, beklenenden çok daha başarılı bir şekilde, zira bu çocuklar bunları söylerken utanç dahi duymuyor, göğüslerini kabarta kabarta kendilerini belli ediyorlar.

Konuşacak bir şey yok ama söylenecek çok söz var.
İçimden "bu çocuklar adam olacak, evlenip barklanacak, çocuk yetiştirecek" diyorum...
Tahayyül dahi edemiyorum.

Hiç yorum yok: